Kuşatma Altında Festival

Saraybosna Film Festivali ilk kez 1995 yılında Bosna Savaşı sırasında kent yaklaşık dört yıl süren kuşatma altındayken düzenlendiğinde yalnızca bir sinema etkinliği olmanın çok ötesinde anlamlar taşıyordu. Film izlemek, pek çok Saraybosnalı için kuşatılarak dünyadan izole edilmiş ve bombardıman altında sürdürülen bir hayata [1] iki saatlik bir ara verme ve ‘normal’ hayatı hatırlama fırsatı sunuyordu. Bu yüzden, festivalin ilk yılında on gün süren etkinliğe katılımın düşük olması beklense de, şaşırtıcı bir biçimde çoğunluğu Saraybosnalılardan oluşan onbin kişilik bir izleyici sayısına ulaşılmıştı. Festivali parıltılı bir şölenle, sinema endüstrisinin yıldızlarının renklendirdiği partilerle ya da kırmızı halı törenleriyle tarif etmek imkansızdı. Savaş, Saraybosna’daki gündelik yaşamı olduğu kadar festivali de gölgesi altında bırakmıştı; ama festival kısa zamanda kentin direnişi ve yaratıcılığının sembolü haline geldi.

Savaşın tam ortasında gerçekleştirilen festival Quentin Tarantino’nun kült filmi Pulp Fiction’la açılmıştı. Programda yarışma bölümü yoktu. Gösterilen filmler için formel bir başvuru prosedürü işletilmemişti. Hatta festivalin 1995 yılındaki resmi başlangıcından da önce, kuşatmanın başladığı 1993 yılında tek seferlik düzenlenen Uluslararası Saraybosna Film Festivali’ne (1993) dönecek olursak, festivalin arka planında nasıl bir direnişin ve cesaretin yattığını da görebiliriz. Gösterimlerde VHS kasetleri kullanılmıştı ve kasetlerin kente ulaştırılması büyük zorluklar altında gerçekleştirildi. Organizasyon maddi sıkıntılarla yürütülüyordu ve etkinlikte görev alanlar emeklerinin karşılığını sigara, un ve yağ olarak almışlardı. Savaş, sinemanın dilini de ele geçirmişti. İzleyici filmi etrafını kuşatan savaştan azade göremiyordu. Aynı zamanda tiyatro yönetmeni olan Haris Pasovic şöyle diyor:

“Bu bir savaş sinemasıydı, yüz sandalye ve bir projektör… Savaşa, bombardımana rağmen gösterimlerimize devam ettik. İzleyicinin filmlere dair algısı da burada çok farklıydı. Sharon Stone’ın Temel İçgüdü’deki çıplaklığı üzerine çok konuşulmadı ama bir akşam yemeği sahnesi vardı ki, iki dakika kadar alkışlandı.” [2]

Festivalin 1995 yılındaki resmi açılışı da farklı sayılmazdı. Bu kez biraz daha büyük çaplı bir organizasyonla izleyici karşısına çıkılmıştı. Kent hala kuşatılmış durumdaydı ve bombardıman altındaydı. Bu yüzden, festivalin basın lansmanında salonu dolduran gazetecilerin çoğunluğu savaş muhabiriydi. Belki de bu yüzden gazetecilerin merakla sordukları soru “savaş zamanı neden bir film festivali” düzenlendiğiydi. Bugün de festivalin yöneticiliğini üstlenen Mirsad Purivatra bu soruya “festival zamanı neden savaş?” diye sorarak yanıt vermişti. Sıra dışı olan festival değil, savaşın kendisiydi. Ama savaş festival süresince tüm gerçekliğiyle devam ediyordu. Gazeteci Dzeilana Pecanin bombardıman altında bir film festivalini takip ederken hissettiklerini şöyle anlatıyor:

“Bombardıman yoğun bir biçimde devam ediyordu. Sırplar bizi nasıl bir mutsuzluğa hapsettiklerinin farkında olmalılar. İnsanlığa dair herhangi bir işareti, makul bir yaşamı sürdürdüğümüz hissiyatını tamamen ortadan kaldırmak istiyor gibiydiler. Francis Ford Coppola’nın Dracula’sını izlemek için bilet almıştım ve filmi seyrederken göğsümde tahammül edilemez bir ağrıyla filmi izlediğimi anımsıyorum. Fiziksel bir acı hissediyordum içimde. [Sırplardan] daha önce bu kadar nefret ettiğimi hatırlamıyorum” [3]

otvaranje-vijest

Bugün Saraybosna Film Festivali’ni savaşın içinden doğan bir film festivali olmanın ötesinde başka vasıflarıyla da anmak mümkün. Her yıl Ağustos ayında düzenlenen festivalin 23’üncüsü 2018 yılının Ağustos ayında gerçekleştirilecek. Günümüzde Balkanların ilk ve en büyük ve Avrupa’nın da en büyük festivallerinden biri olarak anılıyor. Bugüne kadar U2’nun solisti Bono, Angelina Jolie, Brad Pitt, Michael Moore, Kevin Spacey ve Nick Cave gibi isimlere evsahipliği yapan festival Balkanların önemli genç yönetmenlerinin dünyaya duyurulduğu etkili bir platform haline geldi. Uluslararası şirketlerin (Renault, Swissair) sponsorluklarıyla festival sinema endüstrisi için günbegün daha da büyük bir organizasyona dönüşüyor. Ama festivalin ortaya çıkışında büyük rol oynayan savaşın ve ona karşı geliştirilen cesaretin ve direnişin de, hem Saraybosna hem de festivaller tarihi açısından büyük önem arz ettiği şüphe götürmez bir gerçek.

Notlar

[1] Saraybosna, Bosna Savaşı sırasında 1992-1995 yılları arasında 43 ay süren bir kuşatma altında yaşadı. Kuşatma sırasında kentin dünyayla tek bağlantısı kent merkezinden havaalanı yakınlarına kadar kazılan bir tüneldi. Bu tünel sayesinde kente yardım malzemeleri ulaştırıldı. Tünel halen Saraybosna’da Umut Tüneli adıyla müze olarak ziyaretçilere açık.

[2] Turan, Kenneth (2012) Sundance to Sarajevo: Film Festivals and the World They Made, California: University of California Press.

[3] a.g.e, 106.

Bir Cevap Yazın